Yazar : Dr. Hasan DURSUN
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu kanun ile "kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülüklerinin" düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu kanun ile "kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülüklerinin" düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
KVKK'nın
3.maddesinde kişisel veri "kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek
kişiye ilişkin her türlü bilgi" olarak tanımlanmıştır.
Kişisel
verilerin hangi hallerde işlenip kayıt altına alınacağı yasada belirtildikten
sonra bu faaliyetler belirli ilkelere bağlanmıştır. Bu ilkeler KVKK'nın
4.maddesinde şu şekilde belirtilmiştir:
1) Kişisel veriler, ancak bu Kanunda ve diğer
kanunlarda öngörülen usul ve esaslara uygun olarak işlenebilir.
(2) Kişisel verilerin işlenmesinde aşağıdaki
ilkelere uyulması zorunludur:
a) Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun
olma.
b) Doğru ve gerektiğinde güncel olma.
c) Belirli, açık ve meşru amaçlar için
işlenme.
ç) İşlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve
ölçülü olma.
d) İlgili mevzuatta öngörülen veya
işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilme.
Temel kural kişisel verilerin işlenmesi için kişinin rızasının olması
ise de, istisnai hallerde kişinin rızası olmasa dahi veri işlenmesi mümkündür.
Bu istisnaların başında kanunun açıkça öngördüğü haller ile kişinin kendi
rızası ile aleni hale getirdiği veriler sayılabilir (KVKK md.5).
"Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi
inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya
da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik
tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli
kişisel veridir" (KVKK md.6/1). Bu veriler ilgilinin açık rızası
olmaksızın işlenemez. Ancak yasal düzenlemeler ile sağlık ve cinsel hayat
dışındaki özel nitelikli kişisel verilerin kişilerin rızası aranmaksızın
yetkili/görevli kişiler veya kurumlar tarafından kayıt altına alınması
mümkündür.
Veriler işlendikten sonra, işlenmesine dayanak teşkil eden
sebeplerin ortadan kalması halinde ilgili kişi veya kurum tarafından
kendiliğinden veya ilgilisinin talebi üzerine silinir veya anonim hale
getirilebilir (KVKK md.7).
Veri sorumlusunun (yani kişisel verileri sisteme kayıt eden ve
bu verileri kontrol eden gerçek veya tüzel kişilerin belirli yükümlülükleri
vardır. Bunlar; elde ettiği verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini ve bunlara erişilmesini önlemek, bilgileri
muhafaza etmektir. Veri sorumlusu bu yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla gerekli
önlemleri almak ve sistemleri kurmak durumundadır.
Kişisel veriler bağlamında ceza yargılamasında bilgilerin elde
edilmesi, muhafazası, açıklanması ve anonimleştirilmesi hususlarının yukarıda
belirtilen ilkeler ve yükümlülükler uyarınca irdelenmesi gerektiği
kanaatindeyim. Zira ceza yargılaması sürecinde gizli kalması ve saklanması
gereken, açıklanması gerektiği taktirde anonimleştirilmesi zorunlu olan bir çok
kişisel veri elde edilmektedir. Ancak uygulamada kişisel veriler açısından çok
hassas davranılmadığı, ceza yargılama sujeleri tarafından oluşturulan
belgelerde kişileri zor durumda bırakacak verilerin anonimleştirmeden (anonim
hâle getirme: Kişisel verilerin, başka verilerle eşleştirilerek dahi hiçbir
surette kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişiyle ilişkilendirilemeyecek
hâle getirilmesini ifade eder) kullanıldığı müşahede edilmektedir.
Özellikle savcılıklar tarafından verilen kararlar ile
(kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, iddianame, yetkisizlik, birleştirme
vs.) mahkemece verilen kararlar (mahkumiyet, beraat, yetkisizlik, ceza
verilmesine yer olmadığına dair karar vs.) incelendiğinde, içeriklerinde
tarafların kimlik bilgileri dışında, telefon numaraları, iş ve ev adresleri,
kredi kartı numaraları, araç plakaları gibi çok önemli kişisel verilere yer
verildiği ve bu bilgilerin ilgili ilgisiz bir çok kişice öğrenilmesine olanak
sağlayarak kişileri zor durumda bırakabilecek durumlara neden olduğu görülmektedir.
Bu konuda çalışmamızda iddianameler ile mahkeme hükümlerinin
içeriklerinin KVKK bağlamında yerinde olup olmadıklarına dair görüşlerimize yer
vereceğiz.
CMK'nın
182.maddesine göre duruşma herkese açıktır, istisnai haller dışında gizlilik
kararı verilemez, yine gerekçeli karar ile hüküm duruşmada açıklanır.
CMK'nın
183.maddesinde ses ve görüntü alıcı aletlerin duruşma sırasında kullanılması
yasaklanmış ise de, çağımızın getirdiği kolaylıklar ve kontrolündeki zorluklar
gözönüne alındığında, bu yasak ile etkin ve istisnasız bir mücadele yapıldığını
söylemek doğru olmayacaktır.
Duruşmanın
başlangıcında katılanların açık kimliği saptanıp, kişisel ve ekonomik durumu
hakkında bilgi alındıktan sonra, iddianame okunur ve sanığa hakları anlatılarak
duruşma başlar (CMK md.191).
CMK'nın 170.maddesine göre bir suç işlendiği konusunda yeterli
şüphe olması durumunda Cumhuriyet savcısı tarafından iddianame düzenlenir. İddianame
içeriğinde şüpheli ile maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin
kimliğine yer verileceği yasal düzenleme gereğidir.
İddianame
içeriğine dair düzenlemeye benzer şekilde CMK'nın 232.maddesinde hükmün
gerekçesi ve hüküm fıkrasının hangi unsurları içereceği düzenlenmiştir.
Konumuzla ilgili olarak mahkeme hükmünde, "Hükmü veren mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hâkimin, Cumhuriyet
savcısının ve zabıt kâtibinin, katılanın, mağdurun, vekilinin, kanunî
temsilcisinin ve müdafiin adı ve soyadı ile sanığın açık kimliği"
yazılır.
CMK'nın
170.maddesi ile CMK'nın 232.maddesi birlikte okunduğunda kişisel veriler
bağlamında ilk göze çarpan husus, iddianame içeriğinde şüpheli, maktul, mağdur
veya suçtan zarar görenin "kimliğine" yer verileceği belirtilmesine
karşın, mahkeme hükmünde sadece sanığın açık kimliğine yer verileceği, buna
karşın diğer sujelerin sadece adı ve soyadı ile yetinilmesi gerektiğine yer
verilmiştir.
KVKK
düzenlemesine göre kişisel verileni kayıt altına alınması ve kullanılmasına
ilişkin kişinin rızasının aranmadığı ihtimallerden birisi ve en önemlisi yasal
bir hükmün gereği olarak bunların yapılması zorunluluğudur. CMK'nın açık hükmü
gereği ceza yargılaması çerçevesinde çok önemli kişisel veriler elde edilmekte,
bunlar gerek dosya içerisinde, gerek kolluk birimleri kayıtlarında ve gerekse
UYAP vasıtasıyla Adalet Bakanlığı kayıtlarında saklanmaktadır.
Bundan
dolayıdır ki yasal olarak ceza yargılaması çerçevesinde kişisel verileri elde
eden ve depolayan kişi ve kurumlar (Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı,
emniyet müdürlükleri, jandarma komutanlıkları, Başsavcılıklar, Mahkemeler) KVKK
anlamında "veri sorumlusu" sıfatına haiz olup, bunun gerektirdiği
sorumlulukları yerine getirmeleri gerekir.
Uygulamada
iddianame hazırlanırken veya hüküm kurulurken, gerek başlıklarda ve gerekse
içeriklerinde, yasanın zorunlu kılmadığı ve yargılama açısından gerekli olmayan
bir çok kişisel veri, gerekli dikkat ve özen gösterilmemesi, kişisel verileri
koruma hassasiyetinin ön planda tutulmaması nedeniyle alenileşmekte, kötü
niyetli kişilerin kullanımına sunulmaktadır. Örneğin suç örgütü, fuhuş suçu,
insan ticareti gibi suç yargılamalarında mağdurların bir çok kişisel verisi
iddianame ve mahkeme kararlarına derpiş edilmektedir. Bu suçların özellikleri
itibariyle mağdurların mağduriyetleri daha da derinleşip kötüleşebilmekte veya
yeni suç mağduriyetlerinin yolu açılabilmektedir.
Yine
siber suç, bilişim suçu, dolandırıcılık suçu, kredi kartlarının kötüye
kullanılması suçu bağlamında kötü niyetli kişiler tarafından kullanılmaya
müsait çok önemli veriler iddianame ve hükümlerde yer almaktadır. Bu bağlamda
kişilere ait kredi kartı bilgileri, ayrıntılı kimlik bilgileri, telefon
numaraları gibi veriler sayılabilir.
CMK'nın
232.maddesine yeterince riayet edilmemektedir. Yasada açıkça hüküm kısmında,
sanık dışında, diğer sujelerin sadece ad ve soyadlarını yer verilmesi
gerekmesine karşın, UYAP'ın sağladığı kolaylık ve önceden tevarüs edilen yanlış
teamüller gereği katılanın, mağdurun, suçtan zarar görenin de ayrıntılı kimlik,
adres ve telefon bilgilerine yer verilmektedir.
Önceden
mümkün olmamakla birlikte, KVKK'nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra iddianame
ve hükümlerde yer verilen ve ceza yargılaması bağlamında zorunlu olmayan
kişisel verilerin açıklanması ve alenileştirilmesi nedeniyle bu yasanın 17 ve
devamı maddelerinde belirtilen suç ve kabahatlerden dolayı veri sorumlularının
mesuliyetleri yoluna gidilebilecektir. Zira savcılık iddianamesi ve mahkeme
hükmü "fail ve fiil" ile ilgili olup, gerekli olmadığı halde kişisel
verilerin alenileştirilmesini meşru kılmaz ve onları KVKK'nın açık hükümleri
karşısında hukuka uygun hale getirmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder