Uyuşturucu madde
kavramı genellikle, uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade etmektedir. Tıbbi
olarak, organizmayı veya sinirleri uyuşturan maddeler olup, kullanıcının
psikolojik ve nörolojik süreçlerini etkileyerek kişinin ruhsal durumunu,
düşüncesini, algılamasını ve davranışlarını değiştiren madde olarak
tanımlanmıştır[1].
Uyuşturucu maddelerin kişi üzerindeki etkileri, keyif vermek, kışkırtmak,
yatıştırmak, uyanıklık sağlamak, uyarmak, tutku yapmak gibi farklı etkileri
bulunmaktadır[2].
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, “Bitkisel veya
sentetik menşeli olup merkezi sinir sistemini etkileyerek fizik ve/veya psişik
bağımlılık hallerine yol açan ve bazı hallerde de tek konulu bazı hallerde ise
aynı kişinin değişik uyuşturucu kullanması gibi çift konulu tutku yaratan bütün
maddeler uyuşturucu madde sayılırlar”[3].
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerle ilgili suçlar üç ana grupta toplanabilir.
Bunlardan birinci grubu imal suçu, ikinci grubu, bulundurma, devir ve ticaret
suçları, üçüncü grubu ise kullanma ile ilgili suçlar oluşturur. Belirtelim ki,
bu suçlar yerine göre, ceza kanunlarında ya da özel kanunlarda
düzenlenmişlerdir. Devletlerin öngördükleri ceza hükümleri, katıldıkları
milletlerarası sözleşmelere dayandığı için büyük ölçüde benzerlik
göstermektedir[4].
İmal kavramı,
sözlük anlamına göre ham maddeyi işleyip mal üretme anlamına gelmektedir. İmal
etmek ise; ham maddeyi işleyerek bir mal üretmek demektir[5].
1961 tarihli
Uyusturucu Maddelere Dair Birlesmis Milletler Tek Sözlesmesi, Anayasa 90
maddesine göre usulüne uygun olarak kabul edilip, 27 Aralık 1966’da
imzalanıp, meclis tarafından 812 sayılı kanunla uygun bulunarak 5 Ocak 1967 tarihli Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 1961 tarihli Tek Sözleşmesi 1/n maddesinde “
imal”, “İstihsal hariç, uyuşturucu madde elde edilmesini mümkün kılan bütün
işlemleri ifade eder. Ve uyuşturucu maddelerin arıtılması ve diğer uyuşturucu
maddelere dönüştürülmesi işlemlerini kapsar.” şeklinde tanımlanmıştır. Buna
göre tarımsal üretim faaliyetleri hariç, uyuşturucu madde elde edilmesini
mümkün kılan, uyuşturucu maddelerin arıtılması veya diğer bir uyuşturucu
maddelere dönüştürülmesi anlamına gelecek tüm işlemler imal kapsamda kalmaktadır. TCK madde 188/1‘de de
uyuşturucu madde imali suç olarak kabul edilmiştir.
Türkiye’de bir
maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde niteliğinde olup olmadığı konusunda bir
duraksama yaşandığında, bu duraksama bilirkişi incelemesinin sonucuna göre
giderilir (CMK m.63/1). Bu konuda bilirkişilik yapan kurum Adli Tıp Kurumudur.
Adli Tıp Kurumu’nun raporuna göre bir madde uyuşturucu madde sayılır veya
sayılmaz. Bilirkişi incelemesine konu yapılan madde, usulüne uygun bir şekilde
onaylanarak kanun niteliği kazanan sözleşmelerde (Ay m.90); 2313 sayılı
Yasa’nın 1,2 ve 3. maddelerinde35; 3298 sayılı Yasa’nın 1 ve 4. maddelerinde36;
ya da 2313 veya 3298 sayılı Yasaların verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan
Bakanlar Kurulu kararlarında yer almıyorsa, TCK’nun 188, 190-191. maddeleri
kapsamında uyuşturucu madde olarak kabul edilemez[6].
Sonuç olarak
uyuşturucu madde imali, uyuşturucu etkisi olan doğal bitkiler veya kimyasal
bazı maddelerin fenni usul ve esaslara göre işlemden geçirilmesi sonucu
uyuşturucu madde meydana getirmektir[7].
Uyuşturucu veya
uyarıcı madde imali suçunun ihdası ile korunmak istenen hukuki yarar, kamu
sağlığı ve güvenliğidir. Bir kısım yazarlara göre uyuşturucuya ilişin işlenmiş
suçlar, insanlığa karşı uluslararası tehlike oluşturan suçlar olarak
tanımlanmaktadır. Kamu güvenliğine ilişkin olması, uyuşturucu veya uyarıcı
madde suçlarının başka suçların işlenmesine kaynak oluşturmasından ileri
gelmektedir. Uyuşturucu madde kullananların suç işlemelerini önlemek ve kamunun
esenliğini korumak amaçlanmaktadır.[8]
Suçun faili
herkes olabilir. Dolayısıyla, kadın, erkek, çocuk, yaşlı veya yabancı kişiler
fail olabilmektedirler. TCK madde 188 hükmünde öngörülen uyuşturucu veya uyarıcı
maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal eden kişi, suçun faili olarak
kabul edilmektedir. İmal suçu birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiği
takdirde, suçu işleyen kişilerden herbiri suçtan dolayı müşterek fail olarak
sorumlu tutulmaktadır. Buna karşın, tüzel kişiler suçun faili olamazlar[9].
Bu suç her kişi
tarafından işlenebilen bir suç tipi olmakla birlikte, özel niteliklere sahip
kişilere kanun hükmü ile sorumluluk yüklenmiş ise, TCK madde 188 hükmünde
öngörülen cezanın nitelikli hali söz konusu olacaktır. Buna göre, işlenmiş olan
nitelikli suçtan dolayı ceza arttırımına gidilmektedir. TCK madde 188/8
uyarınca, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal suçunun doktor, diş doktoru, diş
teknisyeni, eczacı, hemşire, hastabakıcı, laborant, ebe, veteriner, sağlık
memuru, ecza ticareti ile veya kimyacılık ile uğraşan kişiler tarafında
işlenmesi halinde verilecek olan cezanın yarı oranında arttırılması
öngörülmüştür[10].
Türk Ceza
Kanununda uyuşturucu imaline ilişkin bir tanımlama yoktur. TCK madde 188/1‘de
öngörülen imal fiilinin maddi unsuru, uyuşturucu madde imaline yönelik her
türlü icra hareketidir.
Uyuşturucu madde
imali üç şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu yöntemler aşağıda sayılmış olup
bular aynı zamanda suçun maddi unsurunu da oluşturmaktadır.
a. Başlı başına
uyuşturucu madde olmayan iki ya da daha çok maddenin, kimyasal tepkimeye
sokulması sonucu, bunlardan farklı nitelikte ve uyuşturucu özelliği olan bir
madde elde edilmesi,
b. Yapay
(sentetik) olarak veya bitkilerden üretim yolu ile doğal olarak elde edilen bir
uyuşturucu maddenin, herhangi biçim ve yöntemle olursa olsun başka bir
uyuşturucu maddeye dönüştürülmesi,
c. Herhangi bir
uyuşturucu maddenin damıtma, elektroliz ya da flotasyon gibi yöntemlerle,
içindeki yabanca maddeler giderilerek veya ayrıştırılarak saflaştırılması,
Buna göre
maddenin doğal biçimini korumak amacıyla yapılan işlemler, ayıklama
faaliyetleri, fiziki değişiklikler imal olarak kabul edilmemiştir[11].
Uyuşturucu veya
uyarıcı madde imali suçları için genel kast yeterlidir. Buna karşın, TCK madde
188‘deki suçu işleyen kişi kanunda belirtilen maddi unsurları bilmiyor idiyse
suçun icra hareketini yaparken kasten hareket etmiş sayılmaz. Kişi, eczacı
çırağı olarak eczanede imal edilen maddenin uyuşturucu madde olduğunu
bilmiyorsa maddi hatadan bahsedilir. Bu durumda TCK madde 30 hükmü uyarınca
kasti harekette bulunmadığından eczanede üretilen madde konusunda hataya düştüğü
ve bilerek ve isteyerek uyuşturucu madde üretiminde bulunmadığından gerçekleşen
imalattan dolayı sorumlu tutulmaz. Bunun yanısıra, ecza kalfası eczacının
uyuşturucu veya uyarıcı madde imal etmek için ruhsat iznine sahip olduğu
düşüncesiyle madde imalinde icra hareketlerini gerçekleştirmiş ise hukuki
unsurlarda hataya düştüğünden uyuşturucu imalinde kasıtlı davranmış olarak
kabul edilmez ve TCK madde 30 hükmünden yararlanır[12].
Uyuşturucu veya
uyarıcı maddeyi kullanmak amacıyla imal eden kişinin durumu ele alındığında,
TCK sistemi zilyetliğin sebebini değil zilyetlik durumunu dikkate almaktadır.
Buna göre uyuşturucu maddenin imali hali üzere bulunan kişinin eylemi genel
kast kapsamında değerlendirileceğinden bu kişinin uyuşturucu imalinden sorumlu
tutulması gerekecektir[13].
5237 sayılı ceza
kanununda yeni düzenlemeler yapılırken, kullanmak amacı ile de olsa uyuşturucu
veya uyarıcı maddenin imal edilmesinin TCK madde 191 hükmünde öngörülen suça
nazaran daha ağır ceza öngören TCK madde 188 hükmünde yer verilmesinin sebebi,
kullanmak amacıyla imalinin serbest bırakılmasının öğretide savunulduğu
uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin toplumun sağlığı ve güvenliği için tehlike
suçu oluşturduğu ve önce kullanan kişiyi maddeye tamamen bağımlı hale getirip
toplumu da tehdit eder konuma getirme riskinin pek muhtemel olduğunun dikkate
alınmasıdır. Bu nedenle, Hollanda gibi uyuşturucu veya uyarıcı madde
kullanımını belli miktarlarda serbest bırakmış olan ülkelerin aksine, ülkemizde
madde imalinin serbest bırakılmaması ve ağır cezalar öngörülmüş olması
uygundur. Zira uyuşturucu madde bağımlısı kişiler malı satarak ya da takas
yaparak yeni mallar temin etmekte ve ihtiyaçlarını gidermektedirler.
Uyuşturucu veya
uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarında hukuka aykırılık, bu fiillerin
ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yapılmasıdır. Buna karşın, uyuşturucu veya
uyarıcı maddelerin ruhsatlı olarak imal veya ticareti halinde ya da tıbbi
amaçla kullanımında hukuka aykırılık ortadan kalkar. Bu nedenle, TCK madde 188
hükmündeki suçun meydana gelebilmesi için uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin
imalinin, ihracının ya da ithalinin ruhsata aykırı veya ruhsatsız şekilde
yapılmış olması aranmaktadır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti ve
bulundurulması, tıbbi veya bilimsel
amaçlar doğrultusunda ruhsata bağlı olarak imalinin, Toprak Mahsulleri Ofisi, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının vermiş olduğu izinler kapsamında yürütülmesi
halinde suç oluşmayacaktır[14].
Uyuşturucu veya
uyarıcı madde imali suçu, imal ile tamamlanır[15].
İmal kastıyla failin imal suçuna elverişli hale getirecek olan gerekli
maddeleri ve malzemeleri imalatın yapıldığı yerde bulundurması ve uyuşturucu
madde imalinin icra hareketlerine başlaması halinde teşebbüsten
bahsedilmektedir. Suçun tamamlanmış sayılabilmesi için imal işlemi sonucunda
elde edilen maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde niteliği taşıması
aranmaktadır. Buna karşın, uyuşturucu veya uyarıcı madde imali için hazır
bulundurulan katkı maddeleri ile birlikte araç gereçlerin ele geçirilmiş
olmasına karşın henüz imalat için gereken icra hareketlerine başlanmamış ise,
TCK madde 188/3 hükmü uyarınca sadece bulundurma veya depolama suçunun oluştuğu
kabul edilecektir. Bulundurulan veya depolanan maddeler uyuşturucu veya uyarıcı
madde niteliği taşımıyor ise, TCK madde 188/7 hükmü uyarınca öngörülen suç tipi
meydana gelecektir. Yargıtay 4262/7198 sayılı kararında belirttiği üzere, TCK
madde 188/1‘de belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı madde imaline teşebbüs
halinin oluşabilmesi için imal fiiline ilişkin icrai hareketlerin başlamış
olması aranmaktadır. İmal suçunun icrasına başlamak ise, suçun maddi unsurunu
oluşturan veya suçun işlenmesine yönelen hareketleri yapmaktır. Sanıkların suça
elverişli ve yeterli madde ve malzemeleri eve taşımış olduklarından eroin
imaline ilişkin kastları mevcuttur. İmal suçunun icra hareketlerine başlanmış
ve fakat elinde olmayan sebeplerden dolayı icra hareketleri
sonlandırılamamıştır. Bu nedenle, sanıkların işlemiş oldukları fiil teşebbüs
derecesinde kalmıştır[16].
Uyuşturucu veya
uyarıcı maddelerin imalini yapmak amacıyla ve bir kereye mahsus olmak suretiyle
birden fazla kişinin bir araya gelerek imal suçunun icra hareketlerini
gerçekleştirdikleri takdirde uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticaretine
iştirak suçu meydana gelecektir. Failler uyuşturucu veya uyarıcı madde imal
veya ticaret suçuna iştirak suçunu işlemeden önce iradelerini bu doğrultuda
kullanmak üzere bir araya gelmektedir. Bu birliktelik, devamlılık arz ederse
örgütlü suç kapsamında değerlendirilir ve artık iştirak halinde suç olgusundan
bahsedilemez[17].
Türk Ceza Kanunu
188 maddesinde düzenlenen suçlar seçimli hareketli suçlardır. Seçimlik
hareketli suçlarda suç olarak öngörülen hareketlerden birinin veya birden
fazlasının yapılması halinde tek suç oluşacaktır. TCK 188 maddesinin 1.
Fıkrasında öngörülen suçun seçimli hareketlerinden olan imal, ithal veya
ihraçtan yalnızca birinin veya birden fazlasının gerçekleştirilmesi suçun
oluşması açısından yeterlidir[18].
Bu eylemleri birlikte gerçekleştirirse her iki fiilden sorumlu olmalı, yani bu
halde gerçek içtima kuralları uygulanmalıdır[19].
Bu açıdan imal edin uyuşturucu veya uyarıcı bir madde satıldığında TCK 188.
Maddesinin hem 1 hem de 3 fıkrası ihlal edilmiş olacaktır. TCK 188/3 maddesi
gerekçesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli
fiillerin, ayrı bir suç olarak düzenlendiği ve 3. Fıkradaki hareketlerin
işlenmesiyle meydana gelen bir suçun, bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç
oluşturacağı şeklinde açıkça ifade edilmiştir[20].
[1] POLAT, Oğuz, Klinik Adli Tıp,
Ankara 2004, s. 189.
[2] ZAFER, Hamide, “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti
Suçu (TCK m.188)”, İlaç Hukuk ve Etik Anlayışı, Sempozyum No.2, 1.6.2007,
94-125: http://hamidezafer.com/wp-content/uploads/2012/05/27-Uyu%C5%9FturucuTicareti-Tebli%C4%9F-YEN%C4%B0-SON-MET%C4%B0N-PDF.pdf (Erişim Tarihi: 27.12.2015),
s.5.
[3] ZAFER, a.g.m., s. 8.
[4] ZAFER, a.g.m., s.5.
[5] Türk Dil Kurumu Sözlüğü, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.568015472bc999.82979628 (Erişim Tarihi: 27.12.2015)
[6] ZAFER, a.g.m. s. 10.
[7] KURT, Şahin, KURT, Ela,
Uygulamada Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Suçları, Adalet Yayınevi 2007, s. 47.
[8] TEZCAN, Durmuş, ERDEM, Mustafa
Ruhan, ÖNOK, Rıfat Murat, Ceza Özel
Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara 2015, s. 765. ZAFER, a.g.m. s. 11.
[9] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, a.g.e. s.
766. ZAFER, a.g.m. s. 12.
[10] ÖNER, Mehmet Zülfü, Uyuşturucu
veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara 2011, s.
158.
[11]
TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, s. 769. GÜNGÖR, Şener, Güngör, KINACI Ali, (Öğreti ve
Uygulama Boyutu İle) Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerle İlgili Suçlar, Ankara
2001, s. 166. ZAFER, a.g.m. s. 13. KURT,
KURT, a.g.e. s. 62.
[12] TUNCER, Arzu, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti
ve Kullanılmasına İlişkin Suçlar, Yayınlanmamış Doktora Tezi, s. 76. ZAFER,
a.g.m. s. 18.
[13] TUNCER, a.g.e., s. 76.
[14] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, a.g.e., s.
776. TUNCER, a.g.e. s. 77. ZAFER, a.g.m. s.
17.
[15] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, a.g.e., s.
781. ZAFER, a.g.m. s. 24.
[16] TUNCER, a.g.e., s. 78. TEZCAN,
ERDEM ÖNOK, a.g.e. s. 769.
[17] TUNCER, a.g.e. s. 81. ZAFER,
a.g.m. s. 25.
[18] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, s.783. ÖNER, a.g.e., s. 190.
[19] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, s. 783.
ÖNER, a.g.e., s. 190.
[20] ÖNER, a.g.e. s. 190.
Uyuşturucu madde
kavramı genellikle, uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade etmektedir. Tıbbi
olarak, organizmayı veya sinirleri uyuşturan maddeler olup, kullanıcının
psikolojik ve nörolojik süreçlerini etkileyerek kişinin ruhsal durumunu,
düşüncesini, algılamasını ve davranışlarını değiştiren madde olarak
tanımlanmıştır[1].
Uyuşturucu maddelerin kişi üzerindeki etkileri, keyif vermek, kışkırtmak,
yatıştırmak, uyanıklık sağlamak, uyarmak, tutku yapmak gibi farklı etkileri
bulunmaktadır[2].
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, “Bitkisel veya
sentetik menşeli olup merkezi sinir sistemini etkileyerek fizik ve/veya psişik
bağımlılık hallerine yol açan ve bazı hallerde de tek konulu bazı hallerde ise
aynı kişinin değişik uyuşturucu kullanması gibi çift konulu tutku yaratan bütün
maddeler uyuşturucu madde sayılırlar”[3].
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerle ilgili suçlar üç ana grupta toplanabilir.
Bunlardan birinci grubu imal suçu, ikinci grubu, bulundurma, devir ve ticaret
suçları, üçüncü grubu ise kullanma ile ilgili suçlar oluşturur. Belirtelim ki,
bu suçlar yerine göre, ceza kanunlarında ya da özel kanunlarda
düzenlenmişlerdir. Devletlerin öngördükleri ceza hükümleri, katıldıkları
milletlerarası sözleşmelere dayandığı için büyük ölçüde benzerlik
göstermektedir[4].
İmal kavramı,
sözlük anlamına göre ham maddeyi işleyip mal üretme anlamına gelmektedir. İmal
etmek ise; ham maddeyi işleyerek bir mal üretmek demektir[5].
1961 tarihli
Uyusturucu Maddelere Dair Birlesmis Milletler Tek Sözlesmesi, Anayasa 90
maddesine göre usulüne uygun olarak kabul edilip, 27 Aralık 1966’da
imzalanıp, meclis tarafından 812 sayılı kanunla uygun bulunarak 5 Ocak 1967 tarihli Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 1961 tarihli Tek Sözleşmesi 1/n maddesinde “
imal”, “İstihsal hariç, uyuşturucu madde elde edilmesini mümkün kılan bütün
işlemleri ifade eder. Ve uyuşturucu maddelerin arıtılması ve diğer uyuşturucu
maddelere dönüştürülmesi işlemlerini kapsar.” şeklinde tanımlanmıştır. Buna
göre tarımsal üretim faaliyetleri hariç, uyuşturucu madde elde edilmesini
mümkün kılan, uyuşturucu maddelerin arıtılması veya diğer bir uyuşturucu
maddelere dönüştürülmesi anlamına gelecek tüm işlemler imal kapsamda kalmaktadır. TCK madde 188/1‘de de
uyuşturucu madde imali suç olarak kabul edilmiştir.
Türkiye’de bir
maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde niteliğinde olup olmadığı konusunda bir
duraksama yaşandığında, bu duraksama bilirkişi incelemesinin sonucuna göre
giderilir (CMK m.63/1). Bu konuda bilirkişilik yapan kurum Adli Tıp Kurumudur.
Adli Tıp Kurumu’nun raporuna göre bir madde uyuşturucu madde sayılır veya
sayılmaz. Bilirkişi incelemesine konu yapılan madde, usulüne uygun bir şekilde
onaylanarak kanun niteliği kazanan sözleşmelerde (Ay m.90); 2313 sayılı
Yasa’nın 1,2 ve 3. maddelerinde35; 3298 sayılı Yasa’nın 1 ve 4. maddelerinde36;
ya da 2313 veya 3298 sayılı Yasaların verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan
Bakanlar Kurulu kararlarında yer almıyorsa, TCK’nun 188, 190-191. maddeleri
kapsamında uyuşturucu madde olarak kabul edilemez[6].
Sonuç olarak
uyuşturucu madde imali, uyuşturucu etkisi olan doğal bitkiler veya kimyasal
bazı maddelerin fenni usul ve esaslara göre işlemden geçirilmesi sonucu
uyuşturucu madde meydana getirmektir[7].
Uyuşturucu veya
uyarıcı madde imali suçunun ihdası ile korunmak istenen hukuki yarar, kamu
sağlığı ve güvenliğidir. Bir kısım yazarlara göre uyuşturucuya ilişin işlenmiş
suçlar, insanlığa karşı uluslararası tehlike oluşturan suçlar olarak
tanımlanmaktadır. Kamu güvenliğine ilişkin olması, uyuşturucu veya uyarıcı
madde suçlarının başka suçların işlenmesine kaynak oluşturmasından ileri
gelmektedir. Uyuşturucu madde kullananların suç işlemelerini önlemek ve kamunun
esenliğini korumak amaçlanmaktadır.[8]
Suçun faili
herkes olabilir. Dolayısıyla, kadın, erkek, çocuk, yaşlı veya yabancı kişiler
fail olabilmektedirler. TCK madde 188 hükmünde öngörülen uyuşturucu veya uyarıcı
maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal eden kişi, suçun faili olarak
kabul edilmektedir. İmal suçu birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiği
takdirde, suçu işleyen kişilerden herbiri suçtan dolayı müşterek fail olarak
sorumlu tutulmaktadır. Buna karşın, tüzel kişiler suçun faili olamazlar[9].
Bu suç her kişi
tarafından işlenebilen bir suç tipi olmakla birlikte, özel niteliklere sahip
kişilere kanun hükmü ile sorumluluk yüklenmiş ise, TCK madde 188 hükmünde
öngörülen cezanın nitelikli hali söz konusu olacaktır. Buna göre, işlenmiş olan
nitelikli suçtan dolayı ceza arttırımına gidilmektedir. TCK madde 188/8
uyarınca, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal suçunun doktor, diş doktoru, diş
teknisyeni, eczacı, hemşire, hastabakıcı, laborant, ebe, veteriner, sağlık
memuru, ecza ticareti ile veya kimyacılık ile uğraşan kişiler tarafında
işlenmesi halinde verilecek olan cezanın yarı oranında arttırılması
öngörülmüştür[10].
Türk Ceza
Kanununda uyuşturucu imaline ilişkin bir tanımlama yoktur. TCK madde 188/1‘de
öngörülen imal fiilinin maddi unsuru, uyuşturucu madde imaline yönelik her
türlü icra hareketidir.
Uyuşturucu madde
imali üç şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu yöntemler aşağıda sayılmış olup
bular aynı zamanda suçun maddi unsurunu da oluşturmaktadır.
a. Başlı başına
uyuşturucu madde olmayan iki ya da daha çok maddenin, kimyasal tepkimeye
sokulması sonucu, bunlardan farklı nitelikte ve uyuşturucu özelliği olan bir
madde elde edilmesi,
b. Yapay
(sentetik) olarak veya bitkilerden üretim yolu ile doğal olarak elde edilen bir
uyuşturucu maddenin, herhangi biçim ve yöntemle olursa olsun başka bir
uyuşturucu maddeye dönüştürülmesi,
c. Herhangi bir
uyuşturucu maddenin damıtma, elektroliz ya da flotasyon gibi yöntemlerle,
içindeki yabanca maddeler giderilerek veya ayrıştırılarak saflaştırılması,
Buna göre
maddenin doğal biçimini korumak amacıyla yapılan işlemler, ayıklama
faaliyetleri, fiziki değişiklikler imal olarak kabul edilmemiştir[11].
Uyuşturucu veya
uyarıcı madde imali suçları için genel kast yeterlidir. Buna karşın, TCK madde
188‘deki suçu işleyen kişi kanunda belirtilen maddi unsurları bilmiyor idiyse
suçun icra hareketini yaparken kasten hareket etmiş sayılmaz. Kişi, eczacı
çırağı olarak eczanede imal edilen maddenin uyuşturucu madde olduğunu
bilmiyorsa maddi hatadan bahsedilir. Bu durumda TCK madde 30 hükmü uyarınca
kasti harekette bulunmadığından eczanede üretilen madde konusunda hataya düştüğü
ve bilerek ve isteyerek uyuşturucu madde üretiminde bulunmadığından gerçekleşen
imalattan dolayı sorumlu tutulmaz. Bunun yanısıra, ecza kalfası eczacının
uyuşturucu veya uyarıcı madde imal etmek için ruhsat iznine sahip olduğu
düşüncesiyle madde imalinde icra hareketlerini gerçekleştirmiş ise hukuki
unsurlarda hataya düştüğünden uyuşturucu imalinde kasıtlı davranmış olarak
kabul edilmez ve TCK madde 30 hükmünden yararlanır[12].
Uyuşturucu veya
uyarıcı maddeyi kullanmak amacıyla imal eden kişinin durumu ele alındığında,
TCK sistemi zilyetliğin sebebini değil zilyetlik durumunu dikkate almaktadır.
Buna göre uyuşturucu maddenin imali hali üzere bulunan kişinin eylemi genel
kast kapsamında değerlendirileceğinden bu kişinin uyuşturucu imalinden sorumlu
tutulması gerekecektir[13].
5237 sayılı ceza
kanununda yeni düzenlemeler yapılırken, kullanmak amacı ile de olsa uyuşturucu
veya uyarıcı maddenin imal edilmesinin TCK madde 191 hükmünde öngörülen suça
nazaran daha ağır ceza öngören TCK madde 188 hükmünde yer verilmesinin sebebi,
kullanmak amacıyla imalinin serbest bırakılmasının öğretide savunulduğu
uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin toplumun sağlığı ve güvenliği için tehlike
suçu oluşturduğu ve önce kullanan kişiyi maddeye tamamen bağımlı hale getirip
toplumu da tehdit eder konuma getirme riskinin pek muhtemel olduğunun dikkate
alınmasıdır. Bu nedenle, Hollanda gibi uyuşturucu veya uyarıcı madde
kullanımını belli miktarlarda serbest bırakmış olan ülkelerin aksine, ülkemizde
madde imalinin serbest bırakılmaması ve ağır cezalar öngörülmüş olması
uygundur. Zira uyuşturucu madde bağımlısı kişiler malı satarak ya da takas
yaparak yeni mallar temin etmekte ve ihtiyaçlarını gidermektedirler.
Uyuşturucu veya
uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarında hukuka aykırılık, bu fiillerin
ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yapılmasıdır. Buna karşın, uyuşturucu veya
uyarıcı maddelerin ruhsatlı olarak imal veya ticareti halinde ya da tıbbi
amaçla kullanımında hukuka aykırılık ortadan kalkar. Bu nedenle, TCK madde 188
hükmündeki suçun meydana gelebilmesi için uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin
imalinin, ihracının ya da ithalinin ruhsata aykırı veya ruhsatsız şekilde
yapılmış olması aranmaktadır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti ve
bulundurulması, tıbbi veya bilimsel
amaçlar doğrultusunda ruhsata bağlı olarak imalinin, Toprak Mahsulleri Ofisi, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının vermiş olduğu izinler kapsamında yürütülmesi
halinde suç oluşmayacaktır[14].
Uyuşturucu veya
uyarıcı madde imali suçu, imal ile tamamlanır[15].
İmal kastıyla failin imal suçuna elverişli hale getirecek olan gerekli
maddeleri ve malzemeleri imalatın yapıldığı yerde bulundurması ve uyuşturucu
madde imalinin icra hareketlerine başlaması halinde teşebbüsten
bahsedilmektedir. Suçun tamamlanmış sayılabilmesi için imal işlemi sonucunda
elde edilen maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde niteliği taşıması
aranmaktadır. Buna karşın, uyuşturucu veya uyarıcı madde imali için hazır
bulundurulan katkı maddeleri ile birlikte araç gereçlerin ele geçirilmiş
olmasına karşın henüz imalat için gereken icra hareketlerine başlanmamış ise,
TCK madde 188/3 hükmü uyarınca sadece bulundurma veya depolama suçunun oluştuğu
kabul edilecektir. Bulundurulan veya depolanan maddeler uyuşturucu veya uyarıcı
madde niteliği taşımıyor ise, TCK madde 188/7 hükmü uyarınca öngörülen suç tipi
meydana gelecektir. Yargıtay 4262/7198 sayılı kararında belirttiği üzere, TCK
madde 188/1‘de belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı madde imaline teşebbüs
halinin oluşabilmesi için imal fiiline ilişkin icrai hareketlerin başlamış
olması aranmaktadır. İmal suçunun icrasına başlamak ise, suçun maddi unsurunu
oluşturan veya suçun işlenmesine yönelen hareketleri yapmaktır. Sanıkların suça
elverişli ve yeterli madde ve malzemeleri eve taşımış olduklarından eroin
imaline ilişkin kastları mevcuttur. İmal suçunun icra hareketlerine başlanmış
ve fakat elinde olmayan sebeplerden dolayı icra hareketleri
sonlandırılamamıştır. Bu nedenle, sanıkların işlemiş oldukları fiil teşebbüs
derecesinde kalmıştır[16].
Uyuşturucu veya
uyarıcı maddelerin imalini yapmak amacıyla ve bir kereye mahsus olmak suretiyle
birden fazla kişinin bir araya gelerek imal suçunun icra hareketlerini
gerçekleştirdikleri takdirde uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticaretine
iştirak suçu meydana gelecektir. Failler uyuşturucu veya uyarıcı madde imal
veya ticaret suçuna iştirak suçunu işlemeden önce iradelerini bu doğrultuda
kullanmak üzere bir araya gelmektedir. Bu birliktelik, devamlılık arz ederse
örgütlü suç kapsamında değerlendirilir ve artık iştirak halinde suç olgusundan
bahsedilemez[17].
Türk Ceza Kanunu
188 maddesinde düzenlenen suçlar seçimli hareketli suçlardır. Seçimlik
hareketli suçlarda suç olarak öngörülen hareketlerden birinin veya birden
fazlasının yapılması halinde tek suç oluşacaktır. TCK 188 maddesinin 1.
Fıkrasında öngörülen suçun seçimli hareketlerinden olan imal, ithal veya
ihraçtan yalnızca birinin veya birden fazlasının gerçekleştirilmesi suçun
oluşması açısından yeterlidir[18].
Bu eylemleri birlikte gerçekleştirirse her iki fiilden sorumlu olmalı, yani bu
halde gerçek içtima kuralları uygulanmalıdır[19].
Bu açıdan imal edin uyuşturucu veya uyarıcı bir madde satıldığında TCK 188.
Maddesinin hem 1 hem de 3 fıkrası ihlal edilmiş olacaktır. TCK 188/3 maddesi
gerekçesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli
fiillerin, ayrı bir suç olarak düzenlendiği ve 3. Fıkradaki hareketlerin
işlenmesiyle meydana gelen bir suçun, bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç
oluşturacağı şeklinde açıkça ifade edilmiştir[20].
[1] POLAT, Oğuz, Klinik Adli Tıp,
Ankara 2004, s. 189.
[2] ZAFER, Hamide, “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti
Suçu (TCK m.188)”, İlaç Hukuk ve Etik Anlayışı, Sempozyum No.2, 1.6.2007,
94-125: http://hamidezafer.com/wp-content/uploads/2012/05/27-Uyu%C5%9FturucuTicareti-Tebli%C4%9F-YEN%C4%B0-SON-MET%C4%B0N-PDF.pdf (Erişim Tarihi: 27.12.2015),
s.5.
[3] ZAFER, a.g.m., s. 8.
[4] ZAFER, a.g.m., s.5.
[5] Türk Dil Kurumu Sözlüğü, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.568015472bc999.82979628 (Erişim Tarihi: 27.12.2015)
[6] ZAFER, a.g.m. s. 10.
[7] KURT, Şahin, KURT, Ela,
Uygulamada Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Suçları, Adalet Yayınevi 2007, s. 47.
[8] TEZCAN, Durmuş, ERDEM, Mustafa
Ruhan, ÖNOK, Rıfat Murat, Ceza Özel
Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara 2015, s. 765. ZAFER, a.g.m. s. 11.
[9] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, a.g.e. s.
766. ZAFER, a.g.m. s. 12.
[10] ÖNER, Mehmet Zülfü, Uyuşturucu
veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara 2011, s.
158.
[11]
TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, s. 769. GÜNGÖR, Şener, Güngör, KINACI Ali, (Öğreti ve
Uygulama Boyutu İle) Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerle İlgili Suçlar, Ankara
2001, s. 166. ZAFER, a.g.m. s. 13. KURT,
KURT, a.g.e. s. 62.
[12] TUNCER, Arzu, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti
ve Kullanılmasına İlişkin Suçlar, Yayınlanmamış Doktora Tezi, s. 76. ZAFER,
a.g.m. s. 18.
[13] TUNCER, a.g.e., s. 76.
[14] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, a.g.e., s.
776. TUNCER, a.g.e. s. 77. ZAFER, a.g.m. s.
17.
[15] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, a.g.e., s.
781. ZAFER, a.g.m. s. 24.
[16] TUNCER, a.g.e., s. 78. TEZCAN,
ERDEM ÖNOK, a.g.e. s. 769.
[17] TUNCER, a.g.e. s. 81. ZAFER,
a.g.m. s. 25.
[18] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, s.783. ÖNER, a.g.e., s. 190.
[19] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, s. 783.
ÖNER, a.g.e., s. 190.
[20] ÖNER, a.g.e. s. 190.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder