15 Ocak 2016 Cuma

UYUŞTURUCU MADDE İMALİ SUÇU

Uyuşturucu madde kavramı genellikle, uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade etmektedir. Tıbbi olarak, organizmayı veya sinirleri uyuşturan maddeler olup, kullanıcının psikolojik ve nörolojik süreçlerini etkileyerek kişinin ruhsal durumunu, düşüncesini, algılamasını ve davranışlarını değiştiren madde olarak tanımlanmıştır[1]. Uyuşturucu maddelerin kişi üzerindeki etkileri, keyif vermek, kışkırtmak, yatıştırmak, uyanıklık sağlamak, uyarmak, tutku yapmak gibi farklı etkileri bulunmaktadır[2]
 Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, “Bitkisel veya sentetik menşeli olup merkezi sinir sistemini etkileyerek fizik ve/veya psişik bağımlılık hallerine yol açan ve bazı hallerde de tek konulu bazı hallerde ise aynı kişinin değişik uyuşturucu kullanması gibi çift konulu tutku yaratan bütün maddeler uyuşturucu madde sayılırlar”[3]. Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerle ilgili suçlar üç ana grupta toplanabilir. Bunlardan birinci grubu imal suçu, ikinci grubu, bulundurma, devir ve ticaret suçları, üçüncü grubu ise kullanma ile ilgili suçlar oluşturur. Belirtelim ki, bu suçlar yerine göre, ceza kanunlarında ya da özel kanunlarda düzenlenmişlerdir. Devletlerin öngördükleri ceza hükümleri, katıldıkları milletlerarası sözleşmelere dayandığı için büyük ölçüde benzerlik göstermektedir[4].
İmal kavramı, sözlük anlamına göre ham maddeyi işleyip mal üretme anlamına gelmektedir. İmal etmek ise; ham maddeyi işleyerek bir mal üretmek demektir[5].
1961 tarihli Uyusturucu Maddelere Dair Birlesmis Milletler Tek Sözlesmesi, Anayasa 90 maddesine göre usulüne uygun olarak kabul edilip, 27 Aralık 1966’da imzalanıp,   meclis tarafından  812 sayılı kanunla uygun bulunarak  5 Ocak 1967 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 1961 tarihli Tek Sözleşmesi 1/n maddesinde “ imal”, “İstihsal hariç, uyuşturucu madde elde edilmesini mümkün kılan bütün işlemleri ifade eder. Ve uyuşturucu maddelerin arıtılması ve diğer uyuşturucu maddelere dönüştürülmesi işlemlerini kapsar.” şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre tarımsal üretim faaliyetleri hariç, uyuşturucu madde elde edilmesini mümkün kılan, uyuşturucu maddelerin arıtılması veya diğer bir uyuşturucu maddelere dönüştürülmesi anlamına gelecek tüm işlemler imal  kapsamda kalmaktadır. TCK madde 188/1‘de de uyuşturucu madde imali suç olarak kabul edilmiştir.
Türkiye’de bir maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde niteliğinde olup olmadığı konusunda bir duraksama yaşandığında, bu duraksama bilirkişi incelemesinin sonucuna göre giderilir (CMK m.63/1). Bu konuda bilirkişilik yapan kurum Adli Tıp Kurumudur. Adli Tıp Kurumu’nun raporuna göre bir madde uyuşturucu madde sayılır veya sayılmaz. Bilirkişi incelemesine konu yapılan madde, usulüne uygun bir şekilde onaylanarak kanun niteliği kazanan sözleşmelerde (Ay m.90); 2313 sayılı Yasa’nın 1,2 ve 3. maddelerinde35; 3298 sayılı Yasa’nın 1 ve 4. maddelerinde36; ya da 2313 veya 3298 sayılı Yasaların verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan Bakanlar Kurulu kararlarında yer almıyorsa, TCK’nun 188, 190-191. maddeleri kapsamında uyuşturucu madde olarak kabul edilemez[6].
Sonuç olarak uyuşturucu madde imali, uyuşturucu etkisi olan doğal bitkiler veya kimyasal bazı maddelerin fenni usul ve esaslara göre işlemden geçirilmesi sonucu uyuşturucu madde meydana getirmektir[7].
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imali suçunun ihdası ile korunmak istenen hukuki yarar, kamu sağlığı ve güvenliğidir. Bir kısım yazarlara göre uyuşturucuya ilişin işlenmiş suçlar, insanlığa karşı uluslararası tehlike oluşturan suçlar olarak tanımlanmaktadır. Kamu güvenliğine ilişkin olması, uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarının başka suçların işlenmesine kaynak oluşturmasından ileri gelmektedir. Uyuşturucu madde kullananların suç işlemelerini önlemek ve kamunun esenliğini korumak amaçlanmaktadır.[8]
Suçun faili herkes olabilir. Dolayısıyla, kadın, erkek, çocuk, yaşlı veya yabancı kişiler fail olabilmektedirler. TCK madde 188 hükmünde öngörülen uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal eden kişi, suçun faili olarak kabul edilmektedir. İmal suçu birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiği takdirde, suçu işleyen kişilerden herbiri suçtan dolayı müşterek fail olarak sorumlu tutulmaktadır. Buna karşın, tüzel kişiler suçun faili olamazlar[9].
Bu suç her kişi tarafından işlenebilen bir suç tipi olmakla birlikte, özel niteliklere sahip kişilere kanun hükmü ile sorumluluk yüklenmiş ise, TCK madde 188 hükmünde öngörülen cezanın nitelikli hali söz konusu olacaktır. Buna göre, işlenmiş olan nitelikli suçtan dolayı ceza arttırımına gidilmektedir. TCK madde 188/8 uyarınca, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal suçunun doktor, diş doktoru, diş teknisyeni, eczacı, hemşire, hastabakıcı, laborant, ebe, veteriner, sağlık memuru, ecza ticareti ile veya kimyacılık ile uğraşan kişiler tarafında işlenmesi halinde verilecek olan cezanın yarı oranında arttırılması öngörülmüştür[10].
Türk Ceza Kanununda uyuşturucu imaline ilişkin bir tanımlama yoktur. TCK madde 188/1‘de öngörülen imal fiilinin maddi unsuru, uyuşturucu madde imaline yönelik her türlü icra hareketidir.
Uyuşturucu madde imali üç şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu yöntemler aşağıda sayılmış olup bular aynı zamanda suçun maddi unsurunu da oluşturmaktadır.
a. Başlı başına uyuşturucu madde olmayan iki ya da daha çok maddenin, kimyasal tepkimeye sokulması sonucu, bunlardan farklı nitelikte ve uyuşturucu özelliği olan bir madde elde edilmesi,
b. Yapay (sentetik) olarak veya bitkilerden üretim yolu ile doğal olarak elde edilen bir uyuşturucu maddenin, herhangi biçim ve yöntemle olursa olsun başka bir uyuşturucu maddeye dönüştürülmesi,
c. Herhangi bir uyuşturucu maddenin damıtma, elektroliz ya da flotasyon gibi yöntemlerle, içindeki yabanca maddeler giderilerek veya ayrıştırılarak saflaştırılması,
Buna göre maddenin doğal biçimini korumak amacıyla yapılan işlemler, ayıklama faaliyetleri, fiziki değişiklikler imal olarak kabul edilmemiştir[11].
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imali suçları için genel kast yeterlidir. Buna karşın, TCK madde 188‘deki suçu işleyen kişi kanunda belirtilen maddi unsurları bilmiyor idiyse suçun icra hareketini yaparken kasten hareket etmiş sayılmaz. Kişi, eczacı çırağı olarak eczanede imal edilen maddenin uyuşturucu madde olduğunu bilmiyorsa maddi hatadan bahsedilir. Bu durumda TCK madde 30 hükmü uyarınca kasti harekette bulunmadığından eczanede üretilen madde konusunda hataya düştüğü ve bilerek ve isteyerek uyuşturucu madde üretiminde bulunmadığından gerçekleşen imalattan dolayı sorumlu tutulmaz. Bunun yanısıra, ecza kalfası eczacının uyuşturucu veya uyarıcı madde imal etmek için ruhsat iznine sahip olduğu düşüncesiyle madde imalinde icra hareketlerini gerçekleştirmiş ise hukuki unsurlarda hataya düştüğünden uyuşturucu imalinde kasıtlı davranmış olarak kabul edilmez ve TCK madde 30 hükmünden yararlanır[12].
Uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanmak amacıyla imal eden kişinin durumu ele alındığında, TCK sistemi zilyetliğin sebebini değil zilyetlik durumunu dikkate almaktadır. Buna göre uyuşturucu maddenin imali hali üzere bulunan kişinin eylemi genel kast kapsamında değerlendirileceğinden bu kişinin uyuşturucu imalinden sorumlu tutulması gerekecektir[13].
5237 sayılı ceza kanununda yeni düzenlemeler yapılırken, kullanmak amacı ile de olsa uyuşturucu veya uyarıcı maddenin imal edilmesinin TCK madde 191 hükmünde öngörülen suça nazaran daha ağır ceza öngören TCK madde 188 hükmünde yer verilmesinin sebebi, kullanmak amacıyla imalinin serbest bırakılmasının öğretide savunulduğu uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin toplumun sağlığı ve güvenliği için tehlike suçu oluşturduğu ve önce kullanan kişiyi maddeye tamamen bağımlı hale getirip toplumu da tehdit eder konuma getirme riskinin pek muhtemel olduğunun dikkate alınmasıdır. Bu nedenle, Hollanda gibi uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımını belli miktarlarda serbest bırakmış olan ülkelerin aksine, ülkemizde madde imalinin serbest bırakılmaması ve ağır cezalar öngörülmüş olması uygundur. Zira uyuşturucu madde bağımlısı kişiler malı satarak ya da takas yaparak yeni mallar temin etmekte ve ihtiyaçlarını gidermektedirler.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarında hukuka aykırılık, bu fiillerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yapılmasıdır. Buna karşın, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatlı olarak imal veya ticareti halinde ya da tıbbi amaçla kullanımında hukuka aykırılık ortadan kalkar. Bu nedenle, TCK madde 188 hükmündeki suçun meydana gelebilmesi için uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imalinin, ihracının ya da ithalinin ruhsata aykırı veya ruhsatsız şekilde yapılmış olması aranmaktadır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti ve bulundurulması,  tıbbi veya bilimsel amaçlar doğrultusunda ruhsata bağlı olarak imalinin,  Toprak Mahsulleri Ofisi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının vermiş olduğu izinler kapsamında yürütülmesi halinde suç oluşmayacaktır[14]
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imali suçu, imal ile tamamlanır[15]. İmal kastıyla failin imal suçuna elverişli hale getirecek olan gerekli maddeleri ve malzemeleri imalatın yapıldığı yerde bulundurması ve uyuşturucu madde imalinin icra hareketlerine başlaması halinde teşebbüsten bahsedilmektedir. Suçun tamamlanmış sayılabilmesi için imal işlemi sonucunda elde edilen maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde niteliği taşıması aranmaktadır. Buna karşın, uyuşturucu veya uyarıcı madde imali için hazır bulundurulan katkı maddeleri ile birlikte araç gereçlerin ele geçirilmiş olmasına karşın henüz imalat için gereken icra hareketlerine başlanmamış ise, TCK madde 188/3 hükmü uyarınca sadece bulundurma veya depolama suçunun oluştuğu kabul edilecektir. Bulundurulan veya depolanan maddeler uyuşturucu veya uyarıcı madde niteliği taşımıyor ise, TCK madde 188/7 hükmü uyarınca öngörülen suç tipi meydana gelecektir. Yargıtay 4262/7198 sayılı kararında belirttiği üzere, TCK madde 188/1‘de belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı madde imaline teşebbüs halinin oluşabilmesi için imal fiiline ilişkin icrai hareketlerin başlamış olması aranmaktadır. İmal suçunun icrasına başlamak ise, suçun maddi unsurunu oluşturan veya suçun işlenmesine yönelen hareketleri yapmaktır. Sanıkların suça elverişli ve yeterli madde ve malzemeleri eve taşımış olduklarından eroin imaline ilişkin kastları mevcuttur. İmal suçunun icra hareketlerine başlanmış ve fakat elinde olmayan sebeplerden dolayı icra hareketleri sonlandırılamamıştır. Bu nedenle, sanıkların işlemiş oldukları fiil teşebbüs derecesinde kalmıştır[16].
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imalini yapmak amacıyla ve bir kereye mahsus olmak suretiyle birden fazla kişinin bir araya gelerek imal suçunun icra hareketlerini gerçekleştirdikleri takdirde uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticaretine iştirak suçu meydana gelecektir. Failler uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticaret suçuna iştirak suçunu işlemeden önce iradelerini bu doğrultuda kullanmak üzere bir araya gelmektedir. Bu birliktelik, devamlılık arz ederse örgütlü suç kapsamında değerlendirilir ve artık iştirak halinde suç olgusundan bahsedilemez[17].
Türk Ceza Kanunu 188 maddesinde düzenlenen suçlar seçimli hareketli suçlardır. Seçimlik hareketli suçlarda suç olarak öngörülen hareketlerden birinin veya birden fazlasının yapılması halinde tek suç oluşacaktır. TCK 188 maddesinin 1. Fıkrasında öngörülen suçun seçimli hareketlerinden olan imal, ithal veya ihraçtan yalnızca birinin veya birden fazlasının gerçekleştirilmesi suçun oluşması açısından yeterlidir[18]. Bu eylemleri birlikte gerçekleştirirse her iki fiilden sorumlu olmalı, yani bu halde gerçek içtima kuralları uygulanmalıdır[19]. Bu açıdan imal edin uyuşturucu veya uyarıcı bir madde satıldığında TCK 188. Maddesinin hem 1 hem de 3 fıkrası ihlal edilmiş olacaktır. TCK 188/3 maddesi gerekçesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiillerin, ayrı bir suç olarak düzenlendiği ve 3. Fıkradaki hareketlerin işlenmesiyle meydana gelen bir suçun, bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç oluşturacağı şeklinde açıkça ifade edilmiştir[20].






[1] POLAT, Oğuz, Klinik Adli Tıp, Ankara 2004, s. 189.
[2] ZAFER, Hamide, “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu (TCK m.188)”, İlaç Hukuk ve Etik Anlayışı, Sempozyum No.2, 1.6.2007, 94-125: http://hamidezafer.com/wp-content/uploads/2012/05/27-Uyu%C5%9FturucuTicareti-Tebli%C4%9F-YEN%C4%B0-SON-MET%C4%B0N-PDF.pdf (Erişim Tarihi: 27.12.2015), s.5.
[3] ZAFER,  a.g.m., s. 8.
[4] ZAFER, a.g.m., s.5.
[6] ZAFER, a.g.m. s. 10.
[7] KURT, Şahin, KURT, Ela, Uygulamada Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Suçları, Adalet Yayınevi 2007, s. 47.
[8] TEZCAN, Durmuş, ERDEM, Mustafa Ruhan,  ÖNOK, Rıfat Murat, Ceza Özel Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara 2015, s. 765. ZAFER, a.g.m. s. 11.
[9] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, a.g.e. s. 766. ZAFER, a.g.m. s. 12.
[10] ÖNER, Mehmet Zülfü, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara 2011, s. 158.
[11] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, s. 769. GÜNGÖR, Şener, Güngör, KINACI Ali, (Öğreti ve Uygulama Boyutu İle) Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerle İlgili Suçlar, Ankara 2001, s. 166.  ZAFER, a.g.m. s. 13. KURT, KURT, a.g.e. s. 62.
[12] TUNCER, Arzu, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti ve Kullanılmasına İlişkin Suçlar, Yayınlanmamış Doktora Tezi, s. 76. ZAFER, a.g.m. s. 18.
[13] TUNCER, a.g.e., s. 76.
[14] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, a.g.e., s. 776. TUNCER, a.g.e. s. 77. ZAFER, a.g.m. s.  17.
[15] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, a.g.e., s. 781. ZAFER, a.g.m. s. 24.
[16] TUNCER, a.g.e., s. 78. TEZCAN, ERDEM ÖNOK, a.g.e. s. 769.
[17] TUNCER, a.g.e. s. 81. ZAFER, a.g.m. s. 25.
[18] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, s.783.  ÖNER, a.g.e., s. 190.
[19] TEZCAN, ERDEM, ÖNOK, s. 783. ÖNER, a.g.e., s. 190.
[20] ÖNER, a.g.e. s. 190.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder